9 Haziran 2012 Cumartesi

Bir Ufak Farklılık


Metrobüsten 10 dakika yürüme mesafesinde olan evime yürürken hep aynı kaldırımı kullanırım, ki çok normal, metrobüs çıkışı ve evim caddenin aynı tarafında. Yürürken de arkadaşlarımı ararım, hem seslerini duyarım hem de yürürken vakit geçiririm. Hızlıca geçer vakit, eve gelince de "Eve geldim." der kapatırım. O gün metrobüs ile evin arası benim için aynı kaldırım ve aynı telefon..

Bugün aceleden taksi tutmaya karar verdim, karşı kaldırıma geçtim. Taksi gelmeyince işimden vazgeçip yürümeye başladım. Yürürken sanki farklı metrobüsten inmiştim ya da farklı bir eve gidiyordum. Farklı sokaklara, insanlara rastladım. Farklı her sokak, her insan farklı bir renkti, siyah beyaz rutinden sonra. Bunun yanında bir bahçeden sarkan aynı dal yüzünden başımı eğmek zorunda kalmadım. Canımın kuru pasta çekmesine sebep olan pastanenin önünden de geçmedim. Arabaların gelişini değil, gidişini izledim bu sefer...

Karşı kaldırımı seyrettim biraz da. Metrobüs dönüşü o kaldırımdan yürüyen insanları, nasıl göründüklerini izledim. Tam paralelimde kendimi yürürken hayal ettim hatta..

------

Ufak farklılıkların yarattığı değişik tatlar güzeldir. O ufak farklılıklar rutini dışarıdan izletir, kendisini tanıtır insana.  Empati sağlar, bakış açısını genişletir. En önemlisi tekdüze olmadığını gösterir hayatın.. Kendisinin "tek" olmadığını, hayatınsa "çok" olduğunu fark eder insan..

Son söz: Bir şeye farklı açıdan bakıldığında, en kötü, arkasındaki görüntü değişir.