Radyoyu açarım ben. Tek başıma, aslında tek değil –radyo var, müzik dinlerim. Bir iki kitap karıştırır, içlerinden birkaç cümle okurum. Bunları kafamda evirir çeviririm. Bir yerden, ya müzikten ya kitaptan, eskilere bağlanırım. Kümülatif yaşıyoruz demiştim daha önce. Biriktirmek önemli. Belli bir yaşa geldikten sonra aldığımız kararların, daha doğrusu içinde bulunduğumuz durumların, geçmiştekilerle benzememesi ya da kesişmemesi imkansız gibi. Döner dolaşırım eskide, bulurum. Eskiyi yargılmalı mı peki? –Evet. Eğer durum sadece benzerse –aynısına ait değilse, hatırlamak -verilen kararların nedenini, nasılını hatırlamak önemli. Daha sonra ise uzanır, gözlerimi kapatır ve düşünürüm, bu sefer tek başıma...
Ve sonunda o karar verilmeli. Sonucu bilinmese bile, gecikmişliğin, hayatı yakalayamamanın verdiği çaresizlikten öte bir can sıkıntısı yok. Kararın getireceği kötü sonuçlar bir sonraki kararlar için referans olur ve iyi sonuç olma ihtimali hesaba hiç katılmazsa hayal kırıklığı derecesi de o derece azalır. (Yersek tabii)..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder