10 Ekim 2010 Pazar

Yağ'mur

Bu aralar erken yatmaya alışmıştım ama bu gece odamın camına vuran yağmura misafir oldum. Dertleştik. Biraz o anlattı, biraz ben. Ben anlattığımda sakince dinledi. Derman olmasa da anlıyordu beni ama önemsemez bir hali vardı. İçerledim biraz. Kendi anlatmaya başladığında ise gök dahi gürledi. Hızlandı, cama vuran damlalar sıklaştı ve güçlendi. Bana kendi derdinin önemini anlatmak istiyordu. Ona da hak verdim. Sonuçta herkesin derdi kendi içinde büyür. Ya durur öyle içerde ya da dışarı atarsın zamanla. Olmadı kendini dışarı atarsın yağmurlu havada, tek başına ıslanmayı tercih edersin. Ama yağmurdu o, yağmurda ıslanacak hali yoktu. Çıkar yol bulamayınca bir anlaşma yaptık. O yağacak, yağmaya devam edecek, ben de şimdiye kadar olduğu gibi şemsiye kullanmamaya devam edeceğim. Bu ikimizi de memnun etmese de en azından adil gibi duruyor.

2 yorum: